25 Aralık 2013 Çarşamba

ÖRGÜ BEBEK TAKIMI

Merhabalar Sevgili Dostlar !.... 

Bu bebek takımını daha önce hediye çekilişi ile bir blog arkadaşıma hediye etmiştim. Modeli tekrar yayınlama istedim. Bebeklerine örmek isteyen dostlarım için....


Takımımız beyaz ve sarı ipler kullanılarak 6 parça olarak hazırlandı... Beden olarak  1,5 - 2 yaş için uygundur. (Kilolu bir bebek daha erken de giyebilir...)


Takımımızın ilk parçası olan hırkamız yakadan başlanarak örülüyor....


Yeleğimiz de hırkamızla aynı teknikle yakadan başlanarak örülüyor...


Tek farkı yapılan örneğe ara verilerek bırakılan düz örgü kısma çarpı işi sarı kanaryaların işlenmiş olması...



Pantolonumuzun takıma uyumlu olması için yan taraflarına örnek konuldu ve renklendirildi...


Büyük parçalara vazgeçilmezimiz olan kaşkol, şapka patik üçlüsü eşlik ediyor... Kaşkolumuz yalancı selanik ile örüldü ve renklendirildi...


Şapkamıza hırka ve yeleğin robasında kullanılan yaprak deseni uygulandı...


Patiklerimizde de hırka, yelek ve pantolonda kullanılan desen uygulandı... 

21 Aralık 2013 Cumartesi

GÜMÜŞ RENGİ YAPRAKLI ŞALIM....

MERHABALAR;

Geçen yıl kendime Haruni şal yapmak üzere ip almıştım. Şalın şemalarını da muhtelif sitelerden kopyalamıştım... Ancak şal şemalarını takip etmek zor gelince ortaya bu şal çıktı. 


Şalımın katlanmış hali....


Şalımızı orta kısımdan iki yönlü arttırarak örüyoruz... 


Alize Angora Gold Simli ile 2 yumağa yakın ip kullandım. 


Artan ipten de kız kardeşime Kovboy Şalı yapmıştım... 


Örneğin yakından görünüşü..


Oldukça büyük, benim gibi büyük beden bir hanımı kolayca saracak bir şal oldu. Şalın omuza gelen kısmı 1.80'dan fazla oldu. 


Önce netten öğrendiğim gerdirme yöntemini kullandım. Ancak ardından ütülemeyi de uygun gördüm ince bir şal olması için... 


İnce bir şal olduğu için Baktüs olarak kullanımı da güzel oldu.. 

YEPYENİ PAYLAŞIMLARLA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE...

20 Aralık 2013 Cuma

MODA İP'TEN KARGOM GELDİ.....

MERHABALAR;

Sevgili Dostlar....

Geçtiğimiz günlerde Facebook sayfalarından tanıştım firmayla.. Farklı ipleri çok hoşuma gitmişti. "Kapıda Ödeme" seçeneği de alışveriş yapmamda etkili oldu. 


Kızım için almaya karar verdim. Gerçi kendim için de bir ip beğenmiştim ama Stokta yokmuş...İpler 5'li paketler halinde satılmakta. Keşke tekli de satılsa... 


Üzerinde mini mini bebekler monte edilmiş ipimiz "Safinaz" pek çok tonu vardı ama ben kızımın daha önce pek giymediği bir tonu tercih ettim. 


Kırmızı ipler de "BENEKLİ".. nette daha kalın görünüyordu. Beklediğim kalınlıkta olmasına sevindim.. Kızıma baharlık uzun bir hırka örmeyi planlıyorum... Kısmetse... 


Kargom sipariş vermemden iki gün sonra ulaştı elime. İp sepetim doldu böylece... Ancak bence firma tanıtım broşürleri de ekleseydi pakete daha iyi olurdu diye düşünüyorum.. 


Yepyeni paylaşımlarla görüşmek dileğiyle.. 


HAYIRLI CUMALAR...


18 Aralık 2013 Çarşamba

POLAR KÖPÜŞÜMÜZ.....

MERHABALAR;

Sevgili Dostlar,

Kızıma Fizyo-Terapi hareketleri esnasında kullanmak için geçen yaz annemle birlikte diktiğimiz silindir yastığı paylaşmak istiyorum sizlerle... 

Başlangıçta niyetimiz sadece polar bir silindir yastık dikmekti. 


Ancak, Anasınıfı öğretmeni olan bir arkadaşımın oyuncak dikimi ile ilgili bir kitabında bu köpüşü gördüm. 


Yüzünü yaparken Keçeden yararlandık. 


Ortaya bu yastık çıktı böylece...


Yalnız günlük kullanım dışında, Fizyo-Terapi için biraz yumuşak oldu. Sünger ile sertleştirmek lazım biraz. 


Kızımın polar köpüşü kızımın kullanımına ve oyunlarına hazır.. 

YEPYENİ PAYLAŞIMLARLA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE....

12 Aralık 2013 Perşembe

TIĞ İŞİ YELEĞİM VE ÖRGÜ KOLYEM....


MERHABALAR,

Her ne kadar soğuk ve kar ülkemizde hüküm sürse de sizlerle yazın ördüğüm mevsimlik yeleği paylaşmak istiyorum. Tabi ki ortam sıcaklığına göre kışın da giyilebilir... 


Yelek ve kolyesi için 300 gr. Alize Diva kullandım. Bu ipin tığ için son derece uygun olduğunu düşünüyorum.. Daha önce bir bebek hırkasında kullanmış ve de sonuçtan çok memnun kalmıştım.. BEBEK HIRKASI için BURADAN..


Yeleğe motiflerle başladım. Bu Motifin büyük halini Daire Yelek yapmıştım.. O da BURADA..


9 tane motifi örüp, birleştirdikten sonra, motiflerin çevresine bir kaç sıra zincir ördükten sonra gövdeyi yapmaya başladım. Gövdeyi sutaşıları ile yaptım..


Üzerime ölçerek kol ve yaka oyuntusunu yaptım.. 


Yeleğin ön ve kol çevrelerine 2 sıra dolgu örerek, çerçeveledim. 


Kalan çok az miktardaki ipe sayılı boncuklarımı dizdim. 4 küçük 1 büyük şeklinde. Ardından kolyenin uç kısımlarını kargaburun ile monte ettim.. Rengine uygun bir kurdele ile tamamladım..  


Kalan boncuklarımdan tığ işi bir kolye daha ördüm.. 10 küçük 1 büyük boncuğu gümüş rengi dantel ipine geçirdim. 2 zincir bir boncuk biçiminde ördükten sonra, ördüğüm uzunca kolyeyi 5 parçaya böldüm. Birleştirdiğim uç kısımları uzatma olarak örerek kolyeyi tamamladım. 

Yapmak isteyenlere bu tarz kolyeleri şiddetle tavsiye ediyorummm. Çok kolay ve hızla yapılıyor..  Bir tane de rengarenk cam boncuklardan yaptım... Sonucu beğendim..

YEPEYENİ PAYLAŞIMLARLA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE..

SEVGİLER...

KHALED HOSSEINI - BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ

MERHABALAR, SEVGİLİ KİTAP DOSTLARI

Yoğun kar yağışına teslim olan Türkiye'nin kar yağışından nasibini almayan Trakya'dan sevgiler herkese... Evet kar bizi teğet geçti... Ama müthiş soğukla mücadele halindeyiz... Soğuk günler için BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ" iyi olur diye düşündüm... 

Daha önce yazarın UÇURTMA AVCISI adlı romanını okumuştum. Yine Kitap Okumak İster misin? adlı organizasyon aracılığı ile...Kitaplar elime ulaşalı 2 hafta kadar oluyor. 2. kitabı TANRININ UNUTULAN ÇOCUKLARINA da başladım... 

Gelelim Kitabımıza... 

“Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, her erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her zaman.” (s. 7)


Romanımız beş yaşındaki Meryem’in annesi Nana ile Herat’a yürüme mesafesindeki Gül Daman isimli bir köyün dışındaki küçücük bir kulübede yaşadığı günlerde başlamakta. Romanın başında yıl yaklaşık olarak 1964’tür.

Meryem, Celil ile Nana’nın gayr- ı meşru kızlarıdır. Yani Afganistan deyimiyle haramidir. Nana Celil’in evinde hizmetçi iken hamile kalmıştır. Diğer üç karısı Nana’yı istemediği için de Celil’in kocaman evinden yollanmıştır. Ardından Celil onlara bir kulübe yapmıştır. Her hafta Perşembe günü kızını görmeye gelir. Celil, Meryem’in dış dünya ile tek bağlantısıdır. Celil’in Meryem dışında on tane daha çocuğu vardır.

Aradan Meryem’in babasının yolunu beklediği yıllar geçer. Meryem on beş yaşına gelmiştir. Meryem babasından onu kendine ait sinemaya gelen bir çizgi filmi izlemeye götürmesini ister. ertesi gün Meryem babasının kendisini almaya gelmesini bekler, ancak Celil gelmez. Meryem yürüyerek Herat’a gider. Babasının evini bulur. Ancak geceyi de evin kapısında geçirmesine rağmen babasını göremez, ayrıca kimse de onu içeri almaz. Ertesi gün babasının şoförü Meryem’i biraz da zorla arabaya bindirip onu köye götürür. Kulübeye vardıklarında Nana kendini asarak intihar etmiştir. Nana’nın ölümünden sonra Celil, Meryem’i yanına kalır.



Çok geçmeden Celil Meryem’i Kabil’li bir ayakkabı ustası olan Raşit ile evlendirir. Raşit, Meryem’den oldukça büyüktür. Nikahın kıyıldığı gün Meryem kocasıyla Kabil’e gider. Kabil’e giderken Meryem babasına bir daha asla kendisini aramamasını söyler. Yıllarca annesine karşı babasını savunan Meryem, aslında kendisine babasını kötüleyen Nana’yı haklı görmektedir artık.

Başlangıçta evlilikleri sıradan bir şekilde gitse de, Meryem’in bebeğini düşürmesi, daha sonra hamile kalamaması, daha önce oğlunu bir kazada kaybetmiş olan Raşit’in Meryem’e eziyet etmesine sebep olur. Sudan sebeplerle, Meryem’ akıl almaz eziyetler eder. Meryem cehennem hayatı yaşar. 


 Yıl 1987 olduğunda Leyla 9 yaşındadır. 1978 Nisanında Devrim gecesi doğmuştur. Ailesinin tek kızıdır. İki ağabeyi Nur ve Ahmet Sovyetler Birliği’nin Afganistan’a girmesinin ardından cihada katılmak için Ahmet Şah Mesut’un güçlerine katılmışlardır. Bu yüzden annesi çok mutsuzdur, çoğu zaman yataktan bile çıkmaz. Öğretmenlikten atılan babası evin geçimi için çok çalışmaktadır. Leyla’nın bu dönemdeki en yakın dostu sonradan aşkı olacak olan Tarık’tır.

Günler geçtikçe Kabil’de durum kötüye gitmektedir. Sovyetler Birliği’nin ardından Taliban yönetime el koymuştur. Kendi içinde pek çok grubun çatışması ülkedeki savaşı devam ettirmektedir.

Tarık ve ailesi Pakistan’a gitmeye karar verirler. Leyla ile Tarık vedalaştıkları sırada birlikte olurlar. Her ne kadar istese de ailesini bırakamayan Leyla, Tarık ile gidemez. Çok geçmeden ağabeylerinin şehit olmasından sonra Leyla’nın babası annesini Pakistan’a gitmeye ikna eder.  Eşyalarını topladıkları esnada evlerine isabet eden bir bomba Leyla’nın anne ve babasının ölümüne sebep olur. Leyla da ağır yaralanır.


Leyla’yı evin yıkıntıları arasından Meryem kurtarır ve O’na bakar. Çok geçmeden Leyla kendini toparlar. Raşit ve Meryem ile yaşadığı dönemde Raşit Leyla’ya göz koyar. Aynı günlerde Pakistan’a sürekli gelip gittiğini söyleyen bir adam Leyla’ya Tarık’ın ölüm haberini getirir. Leyla yıkılır. Bu yüzden Raşit’in evlenme teklifini kabul etmek zorunda kalır. Çünkü hamiledir.

Meryem, Leyla’nın Raşit’le evlenmesinin ardından Leyla’ya düşman olur. Leyla çok geçmeden hamile olduğunu söyler. Bir çocuğu olacağını düşünen Raşit Leyla’yı el üstünde tutar. Bu dönemde Meryem’in en büyük korkusu Raşit’in kendisini kapının önüne koymasıdır. Leyla’nın Azize adını verdiği kızının doğumundan sonra Raşit Leyla’ya da kötü davranmaya başlar. Ancak aynı ev içinde düşman olarak yaşayan Meryem ve Leyla bu günlerde dost olamaya başlarlar. Çok geçmeden kimsesiz bu iki kadın birbirlerinin her şeyi olurlar… Annesi, evladı, arkadaşı, kardeşi....

Dahası romanımızda..


KİTAPTAN NOTLAR;
Daha önce yazarın Uçurtma Avcısı’nı okumuştum. Yine Kitap Okumak İster misin? adlı organizasyon aracılığı ile… Bin Muhteşem Güneş de organizasyon aracılığı ile okuduğum kitaplardan.

Romanımız adını 17. yy’da yaşamış olan Saib-i Tebrizi adlı şairin şiirinden almakta.
“Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin, 

Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi.” (S. 196)


Yakın zamanlarda okuduğum için iki kitap arasında sürekli kıyaslama yaptım elbette. Yorumlarımı da bu kıyaslamalar üzerinden yapacağım.

Roman başlangıçta Meryem’in hayatını anlatmakta, ardından Leyla’nın hayatına geçmekte. Son bölümde ise Meryem ile Leyla’nı kesişen yollarını anlatmakta.

Romanımıza Sovyet İşgali’nin ardından Taliban döneminden günümüze kadar olan sürec fon olarak yer almakta. Uçurtma Avcısı ile yaklaşık olarak aynı dönemleri anlatmakta yani. Özellikle Kabil’de yaşanan kısımlar da ağırlıkta olduğu için Uçurtma Avcısı’nın 2. cildini okuyormuşum gibi hissettim. Ama bu defa gidenlerin değil, kalanların, kalmak zorunda olup, hem savaşın dehşetini hem de koca eziyetini yaşamak zorunda kalan iki kimsesiz kadının hikâyesini anlatmakta kitabımız. 


Bir ara Hasan’ın bile sahneye girmesini beklemedim desem yalan olur. Ama onun yerine Yetimhane Müdürü Zaman girdi sahneye, çatlak gözlük camı ile… Bir ara Azize de elden gidecek diye düşünmedim değil.

Roman esasında sadece Afganistan da değil, pek çok coğrafyada yaşanan erkek egemen toplum ile çocuk doğuran hizmetçi olarak görülen kadının hikâyesi. Aslında konu çok da orijinal değil. Ancak yazarın anlatım tarzı, iki kadının başlangıçta mecburiyetten sonra da büyük bir sevgiden doğan bağlılıkları kitabı okunur kılmakta.

Elbette kitaptaki bazı sahneler okunurluğu daha da arttırmış. Keşke yazar daha ayrıntılı anlatsaydı diyeceğim Nana’nın İntiharı ve Meryem’in İnfazı, Tarık ile Leyla’nın yeniden karşılaşmaları…

Aslında roman boyunca iki kadının neden Raşit’i öldürmediklerini düşünüp durdum. Ama sırf Meryem’in ölümüne sebep olacağı için Raşit gibi bir pisliğin ölümüne sevinemedim. Adam iki kadını eziyetleri ile yaşlandırdı ama bir türlü eceliyle ölemedi…

Leyla ile Meryem’in Pakistan’a kaçmak için otobüs garına gittikleri sahne romanda beni en çok heyecanlandıran sahneydi. Yakalanıp eve döndüklerinde bir an Raşit Meryem ve Leyla’dan intikam almak için, Azize’yi öldürecek diye düşündüm.

Yine ilerleyen bölümlerde Azize’nin yetimhaneye verilişi romanın en dramatik sahnelerinden biriydi elbette. Kendi oğlu Zalmay’ a kıyamayan Raşit, içten içe kendi çocuğu olmadığını bildiği Azize’yi de Leyla’yı da bu şekilde cezalandırdı diye düşündüm.

Sonuç olarak bolca dramatik sahneye sahip olan Afgan devriminin fon olduğu güzel bir kitap olmuş. Uçurtma Avcısı kadar olmasa da beni çok etkileyen bir kitap oldu. Merak eden kitap dostlarına tavsiye ederim. Ancak Uçurtma Avcısı ile yakın zamanlarda okumamak koşulu ile..

YEPYENİ KİTAPLARLA GÖRÜŞEMEK DİLEĞİYLE…





9 Aralık 2013 Pazartesi

ALTIGEN HIRKA ÖRDÜM

Balkanlardan gelecek soğuuuuuk havanın sıcacık çay ile beklendiği bir Trakya akşamından tüm ziyaretçilerime MERHABALAR;


Geçtiğimiz yıllarda doğacak yeğenim için örmüştüm ile defa Altıgen Hırkayı.... Aslında aklımda yoktu kendim için örmek... Ancak Eylül ayında bir dizide bayan karakterlerden birinin üzerinde görünce büyük hali hoşuma gitti. Evde bulunan Alize Angora Gold Batik iplerimi çıkardım, başladım örmeye.. Yaklaşık 300 gr Alize Angora Gold Batik kullandım. 


Başlangıçta Altıgen parçaları 3'lü tarabzan örmeye başladım. Ancak 3'lü trabzan örersem örme işleminin sıkıcı olacağını düşünerek 2 dolayıp dört kerede çıkararak 4'lü trabzanlar örerek yaptım hırkayı... 20 sıra ördüm gövde için... 21. sırada kolun üst kısmını birleştirdim. 


Hırkanın etek ucuna da 5 sıra ördükten sonra; ön kısımlarına ve boyun kısmına gelen kısımları da dolgu yaparak hırkamı tamamladım. Her ne kadar örgünün simetrik olmasına çok dikkat etsem de ufak tefek kaymalar oldu maalesef... 


Hırkamız soğuk günlerde ince ve sıcacık dokusuyla kullanılmaya hazır.... 



Kızıma ördüğüm Mercan Rengi hırka ile Kendime ördüğüm motifli yelek ile çok yakında karşınızda olacağım..... 

YEPYENİ PAYLAŞIMLARLA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE... 

1 Aralık 2013 Pazar

KIZIMIN ÖRGÜ MAMA ÖNLÜĞÜ

MERHABALAR,

Pazar sabahı, tabi ki her sabah ki gibi kızım erkenden uyanınca, önceki gün tamamladığım çalışmamı paylaşayım dedim. 

Kızım son günlerde sanırım geniz akıntısı arttı yine, kıyafetlerinin önünü ıslatıp duruyor.. Arka kısmı astarsız havlu önlükler kullanıyoruz bu dönemlerde. 


Ancak o önlüklerin yanında aynı zamanda kızımın göğüs bölgesini de sıcak tutsun ve ıslaklığı kıyafetlerine geçirmesin diye bir önlük ördüm kuzucuğa... Daha önce kullanmadığım kendi örgü mama önlüğümü de  çıkardım saklandığı yerden.. 

İkisini dönüşümlü kullanıyoruz şimdi... Üçüncü önlük de yolda... 


Önlüğümüzün tek başına görüntüsü böyle.. Beyaz kısımların yapımında Nako Baby Lüks Minnoş kullandım... Bu aralar kızım için en çok kullandığım ip diyebilirim.. 

Boyun kısmını kızımdan ölçü alarak yaptım.. 


Her sırada 3'er trabzanı birlikte örerek aşağıda doğru azalttım.. 


Önlük üzerindeki desenin yakından görünüşü.. Gerçi uğur böceği kırmızı olsa daha iyi olacaktı ama elimizde bu vardı..  


Önlüğü yapınca kızımın biberonundaki mama ya da suyu da daha sıcak kalsın diye önlüğe bir de biberon kılıfı ekledim..  


Biberon kılıfının kapağı her iki taraftan da çıkarılabilecekler şekilde yaptım. 


Örgü mama önlüğü ve Biberon kılıfı kızımın kullanımına amade.. 


Bu arada geçtiğimiz günlerde Yumoş&Omo Blogger Aktivitesi kapsamında kızım için hediye gelen Omo Ultra Sensitive ve Yumoş Extra'yı kullandım. Yumuş Extra'yı daha önce kullanmıştım. Omo'nun toz deterjanını da yaklaşık bir yıldır kullanıyordum. Ancak Omo Ultra Sensitive'i daha önce kullanmamıştım. Öncelikle kokuları güzel ve soft. Yıkadığım ürünleri kızıma giydirdiğimde vücudunda kızarıklığa rastlamadım... 

ÜRÜNLER İÇİN TEKRAR TEŞEKKÜR EDİYORUM... 


YEPYENİ PAYLAŞIMLARLA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE.. 

SEVGİLER...